Bu bir irade meselesi midir?
Bağımlılıkta doğru bilinen yanlışlardan biri de bağımlılığın bir irade meselesi olduğu, iradesi zayıf olan kişilerin bağımlı olacağı düşüncesidir. İradesi olanların, bu sorunu yaşamayacağı düşünülür. Unutulmaması gereken herkesin bağımlı olabileceğidir.
Her insan tek ve biriciktir. Dolayısıyla bireysel özellikler de kişiden kişiye değişecektir. Kişilik bu bireysel özelliklere göre şekillenir. Madde kullanımını tetikleyen pek çok kişisel ya da çevresel faktör olabilir. Bu nedenlerden birisi de kişilikteki bazı özellikler olabilir. İradenin bir kişilik özelliği olduğunu düşünebiliriz. Bağımlı kişinin böyle bir sorunu olabileceği gibi, herhangi kişilikle ilgili bir sorunu olmadığı halde bağımlılık geliştirmiş olması da mümkündür. Böyle bir durumda doğrudan kişilik ve bağımlılık arasında bir ilişkiden bahsetmek doğru olmayacaktır.
Madde bağımlılığını geri kalan bütün neden ve etkilerden soyutlayarak irade meselesi olarak görürsek soruna gereken önemi vermemiş, sorunu küçümsemiş oluruz. Böyle bir durumda doğru çözüme ulaşmamız mümkün olmayacaktır. Örneğin sigara içen birisini ele aldığımızda, hayatının geri kalan alanlarında iradeli olan ama istediğinde sigara içmeye son veremeyen birisi iradesiz midir? Bu durumda iradesiz olduğunu değil, kontrolünü kaybettiğini söylemek daha doğru olabilir.
Bir kere bağımlı olduğunuzda kullandığınız madde kendi benliğinizden daha önemli bir hale gelir. Bu anlamda bağımlılık insanın kendi varlığını bir bütün olarak sürdürmesine engel olur. Kendi benliği yerine kullandığı maddeyle bir bütün olmuş yeni bir varlık oluşmuş olur ve bu nedenle bu maddeden ayrılmak oldukça zordur.