Ebeveyn Tutum ve Davranışlarının Bağımlılık İle İlişkisi
Aile; çocuklarının fikirlerini, davranışlarını ve tutumlarını etkileyen, şekillendiren bir kavram olup çocuklarının kişiliğinin ortaya çıkmasında etkili bir yere sahiptir. Bağımlılıkta kişilerin aileleri ile yaşadıkları sorunlar, arkadaş grupları, ergenlikte karşılaşılan problemleri tetikleyici unsurlar olarak ortaya çıkabilir. Kişilerin sorunlar karşısında kaçış olarak gördükleri durumlarla yüzleşmek yerine, onu rahatlatacağını ve yaşadığı durumu unutturacağını düşündükleri madde ile tanışarak kullanımlara yöneldikleri gözlenmektedir.
Madde kullanan kişilerde aile desteği, kişilerin değişim isteklerini uyandırarak değişimin uzun süreli olmasını sağlamaktadır. Ebeveynlerin, alkol ve madde kullanan kişiye maddeyi kullanmamaları ya da alkol içmemeleri için sert bir tutum ile yaklaştıklarında ya da tartışma ortamı oluşturduklarında onlara yardımcı olmak yerine, madde kullanımı için yeni bir sebep oluşturduğunun farkına varması gerekir.
Görüşmelerde çoğunlukla ailelerine "çok çektirdiklerini" ifade eden kişiler, bu nedenle ebeveynlerine karşı eleştirel bir üslup kullanmaktan kaçınmaya çalışsalar da ailelerindeki yaklaşım ve tutumun karşısında kullandıkları ifadelerde değişiklikler olabildiği görülmektedir.
Alkol ve madde kullanan kişiler, ailelerinden bekledikleri ilgi ve desteği göremediklerini dile getirseler de, alkol-madde kullanmalarından dolayı hem maddi hem de manevi zarar verdiklerini düşündükleri ebeveynlerine "haksızlık yapmak" istemedikleri söylenebilir. Bu nedenle alkol ve madde kullanan kişilerin ebeveynleri hakkında kullandıkları ifadelerin kontrollü ve koruyucu olduğu gözlenmektedir.
Ebeveynlerin alkol-madde kullanan kişilere yardımcı olabilmesi için uygulanması gereken önemli noktalardan bir tanesi empati yapabiliyor olmak, olumlu iletişim kurmak ve tartışmadan kaçınmaktır. Kişiler, anne ve babalarının kendilerini anlamadıklarını düşündükleri noktada tartışma ortamına girebilirler. Bu durumda da yapılması gereken öncelikle onları anladığımızı göstermek ve empati kurarak onlara yaklaşmaktır.
Aileler, davranış şekilleri ve söylemek istedikleriyle kişiye yardımcı olup olamadıklarını kendilerine sormalıdır. Ailelerin kendilerine sorması gereken soruların başında bunlar gelmektedir;
- İletişim kurmaya çalışırken kendi istediğim bilgiyi mi vermek istiyorum yoksa yapmasını istediğim davranışları dayatarak baskı altına mı alıyorum?
- Düşüncelerini ve neyi isteyip neyi istemediğini sorabiliyor muyum?
- Önüne birden fazla alternatif sunabiliyor muyum?
- Sorumluluk verebiliyor muyum?
- Yapabileceklerini görüyor muyum?
- Değişebileceğine inanıyor muyum?
- Yapmış olduğu olumlu davranışları için geri bildirimde bulunuyor muyum?
Karşımızdaki kişinin değişmesine yardımcı olmak için atmamız gereken ilk adımın, değişim için ona iyi davranılan ortamı oluşturmak olduğunu bilmeliyiz. İyi davranmak, alkol ve madde kullanan kişinin her istediğine evet deyip göz yumulması olarak değerlendirilmemelidir. Değişimi beklemek değişmesi için yardımcı olmak ve sabırlı olmak uzun gibi görünse de aile üyelerinin davranışlarının değişmeyi zorlaştırdığı görülmektedir. Ebeveynlerimizdeki beklentiler yüksek oldukça bakış açılarımızın, davranışlarımızın, tutumlarımızın ve iletişimde kullandığımız dilin değişiklik gösterdiği gözlenmektedir.
Uzm. Klinik Psikolog Nildem ACAR
Kaynaklar
Köroğlu, E. (2018).Bağımlı Aileleri İçin Klavuz.Ankara: HYB Basım Yayın.
Oğuz, F. Ve Öğretir, D.A. (2018). "Ergenlerde Algılanan Anne Baba Tutumu ile Madde Bağımlılığı Arasındaki İlişkinin İncelenmesi", Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, cilt 11, sayı 58, Agustos 2018.
Yamana, Ö.M. (2014). Uyuşturucu madde bağımlısı gençlerin aile içi ilişkilere yönelik görüşleri: Esenler-Bağcılar örneği. Addicta: The Turkish Journal on Addictions Bahar 1(1), 99-132.
Yavuzer, H. (2005). Çocuk Psikolojisi. (28. Basım). İstanbul: Remzi Kitabevi.
PAYLAŞ