Bağımlılıklardan Uzak Durmak için Aileye Düşen Rol: Hayır Demeyi Öğretmek
Çocuğun kişiliğinin gelişmesi ailede başlar. Çocuğun, sosyal benliğini kazandığı, toplumdaki diğer bireylerle etkileşim içine girip toplumun değer ve normlarını öğrenerek, kendisine düşen rolleri yerine getirecek bilgi, beceri ve alışkanlıkları kazanıp toplumsallaştığı birincil grup ailedir.
Ailenin temel işlevleri arasında, çocuğun fiziksel, psikolojik ve sosyal alanlardaki gereksinimlerini karşılayarak sağlıklı bir birey olarak yetişmesi yer almaktadır. Özellikle okul öncesi dönemde çocuğun gelişimi, çevredeki faktörlerden oldukça fazla etkilenir. Anne babanın çocuklarına rehberlik yapması ve kurallar koyması, çocuklara doğru ile yanlış ve kabul edilebilir ile edilemez davranışlar arasındaki farkı ayırt etmelerinde yardımcı olur. Ebeveynlerin çocuklarına uygun şekilde sınır koymaları, çocuğun yargılama becerisinin ve vicdanının gelişmesini sağlar. Ayrıca, çocuğun çevresini, olayları anlaması ve öğrenmesi sürecine de yardımcı olur. Çocuklarına uygun şekilde sınır koyabilen anne babaların, sadece çocuklarının gelişimine yardımcı olmadıkları; bunun yanı sıra, çocuklarının tehlike içeren durumlarla karşılaşma olasılıklarını da azalttıkları belirtilmektedir. Anne-babaları ile sağlıklı iletişim ve etkileşim içinde olan çocuklar, karşılaştıkları sorunlar karşısında duygu ve düşüncelerini diğer insanlara daha uygun yollarla ifade edebilir ve güvenli davranış gösterebilirler.
Güvenli davranış genel anlamda kişinin kendisini açık ve net bir şekilde ifade etmesidir. Güvenli davranış düzeyi yüksek olan bireyler; olumlu ya da olumsuz duygu ve düşüncelerini kolaylıkla ifade edebilmekte, yapılamayacak istekler karşısında rahatlıkla hayır diyebilmekte, konuşmaları başlatabilme ve gerektiğinde sonlandırabilme gibi tepkileri kolaylıkla verebilmektedirler.
Kişilerin güvenli davranışa sahip olabilmelerinde aile tutumları oldukça önemlidir. Aile ve çocuk arasındaki ilişkide eleştirel ve yargılayıcı tutumlar çerçevesinde hayır diyebilme becerisi cezalandırılmayla sonuçlanırken kabul etme davranışları takdir ve onay görmektedir. Ailenin bu tutumu çocukların güvenli davranış gelişimlerini etkilemekte ve çocukların alacağı kararlarda hayır diyememe davranışına etki etmektedir. Gençlerle yapılan çalışmalarda aile ile iyi ilişkileri olan, kararlara katılan, kendilerine ve görüşlerine saygı duyulan demokratik ailelere sahip ergenlerde benlik saygısının daha yüksek olduğu bildirilmektedir. Ergenlik döneminde aldığı bazı kararlar aile tarafından fazlaca eleştirilen gençler arkadaş ortamında da aynı tepkiyi görmemek için sorgulamak yerine kabullenmeyi tercih ederler. Çünkü aynı tepkiyi arkadaşlarından da alıp arkadaş ortamlarından dışlanmaktan korkarlar. Yaşam becerilerini benimsemeyen çocuklar ve ergenler toplumca kabul edilmeyen alışkanlıkları edinmede arkadaş baskısından daha çok etkilenirler. Olumsuz arkadaş etkisine çok çabuk giren ve özdeşleşen çocuklar hayır diyemedikleri için arkadaşlarının kötü alışkanlıklarını da çok çabuk edinmiş olurlar. Hayır diyemediği için ısrar üzerine madde kullanmaktadırlar. Hayır diyebilme becerisini öğrenen çocuklar madde kullanımıyla ilgili bir durumla karşılaştıklarında öğrendikleri reddetme direnme stratejilerinden oluşan hayır diyebilme becerilerini sergileyeceklerdir.
Kişilik gelişiminde aile tutumlarının kişinin güvenli davranışlara sahip olmasında etkili olduğu görülmüştür. Bu etki ise bireyin toplumla ilişkilerine yansımaktadır. Hayır diyebilme becerisini geliştiremediklerinden kendileri için zararlı olan kötü alışkanlıkları da kabul etmelerinde etkili olduğu görülmüştür. Bu nedenle bireylerin bağımlılık yapıcı madde kullanımını önlemeye yönelik gerekli olan hayır diyebilme becerisini geliştirmek ve kendilerini bağımlılık yapıcı maddeleri kullanma teklifini reddedebilme de yeterli hissetmelerini sağlamak gereklidir.
Sosyal Hizmet Uzmanı Elif Sevim
KAYNAKÇA
Aktaş, S. (2011). 9. sınıfta anne baba tutumları ve benlik saygısı arasındaki ilişkinin bazı değişkenler açısından incelenmesi (Doctoral dissertation, Selçuk Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü).
Çiftçi, O. (1991). Çocuğun sosyalleşmesinde ailenin rolü. Sosyal Politika Çalışmaları Dergisi, 2(2).
Eker, F., Akkuş, D., & KAPISIZ, Ö. (2013). Ergenler İçin Madde Bağımlılığından Korunma Öz-Yeterlik Ölçeği'nin Geliştirilmesi ve Psikometrik Değerlendirilmesi. Journal of Psychiatric Nursing/Psikiyatri Hemsireleri Dernegi, 4(1).
İbrahim, K. I. R. (2006). Toplumsal bir kurum olarak ailenin işlevleri. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 10(36), 381-404.
KANDIR, A., & ALPAN, U. Y. (2008). Okul öncesi dönemde sosyal-duygusal gelişime anne-baba davranışlarının etkisi. Sosyal Politika Çalışmaları Dergisi, 14(14), 33-38.
Karahan, T. F. (2005). Bir iletişim ve çatışma çözme beceri eğitimi programı'nın üniversite öğrencilerinin güvengenlik düzeylerine etkisi. Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 18(2), 217-230.
KIRMAN, A., & DOĞAN, Ö. (2017). Anne-baba çocuk ilişkileri: bir meta-sentez çalışması. Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi, 4(1), 28-49.
Razı, G. S., Kuzu, A., Yıldız, A. N., Ocakcı, A. F., & Arifoğlu, B. Ç. (2009). Çalışan Gençlerde Benlik Saygısı, İletişim Becerileri ve Stresle Baş Etme. TAF Preventive Medicine Bulletin, 8(1).
Sümer, N., Gündoğdu Aktürk, E., & Helvacı, E. (2010). Anne-baba tutum ve davranışlarının psikolojik etkileri: Türkiye'de yapılan çalışmalara toplu bakış. Türk Psikoloji Yazıları, 13(25), 42-59.
PAYLAŞ