İş’te Benim Senfonim

17 Ağustos 2018

Eğer kumar oynamaya param yetiyorsa kumar bir problem değildir benim için derdim. Şimdi ise derdim maddi kayıpları geç manevi kayıplarım: ailem, arkadaşlarım, eşim, çocuklarım…

İşe gider gitmez acil işlerim varsa hemen onları halleder, sonra biran önce bahis yapmaya yönelirdim, artık benim için sıradan bir durumdu sabah kalk, işini hallet ve işte bahis oynamaya başla ta ki mesai bitimine kadar… Mesai bittiğinde ise eşim arardı, sanki içine doğmuş gibi, ne yapıyorsun çıktın mı işten? Bu soru ile neredeyse her gün karşılaşıyordum ve cevabım hep iş uzadı mesaiye kalacağım ya da iş çıkışı arkadaşlar bir çay kahve içelim derdim… Eşim durumu anlayıncaya kadar, çevremdekiler durumu fark edinceye kadar yani kısacası gittiği yere kadar oynamaya devam derdim...

Zamanla oynadıkça tabi, doğal olarak kaybetmeye ve kaybettikçe de kaybettiklerimi telafiye uğraşır hale gelmiştim. Bu son, bu son diye diye borçlanmalarım artmış ve öğlen vakitlerinde yemek yemek yerine simit çay yapıp, bahis oynar hale gelmiştim. Borçlarım git gide artıyordu. Borçlanmadığım ahbabım kalmamıştı, sokağa çıkacak yüzüm yoktu. Gelmişti zaman, gittiği yere kadar gitsin dediğim zaman… Bir gün borçlu olduğum bir arkadaşım kapıya dayanmıştı ve o an benim için en büyük kayıptı maddi kayıp değil manevi kayıp değil başka bir şeydi…

Eşimin bana hayal kırıklığı yaşadığına dair bakışları ve benim çaresizliğim…

O an yer yarılsa da içine girsem demiştim; fakat eşim o an beni çok şaşırtmış ve gel oturalım konuşalım bana anlat neler olduğunu dediğinde, ben: evet oynuyordum yeni başladım (halbuki yıllardır oynadığım gerçeğiyle), ufak tefek oynuyordum (yemek paramı ayırarak bahis oynayıp simit yediğimi bile bile), borçların ne durumda dediğinde ise sadece bu gelen adama borcum var, o da yeni oldu bu adamın terbiyesizliği diyerek (onlarca böyle kişi olmasına rağmen), borcun miktarı nedir verelim de artık bırak şu illeti dediğinde, borcum çok az sadece bin lira (beş bin olmasına rağmen), yine az göstermek istemiştim tepki daha da almamak için…

Ertesi gün, eşimin bana inancını boşa çıkarmak için o adımı atmıştım; çünkü borcum beş bin iken, bin demiştim o açığı nasıl kapatacaktım ki düşüncesiyle, o bin lirayı da beş bin yaparak eşimin güvenini kazanırım düşüncesiyle hareket etmiştim, ta ki elimden o bin liranın da eridiği gibi…

Sürekli yalan konuşmak, sürekli kaybettiklerimi kazanmak için yeniden oynamak ve kaybetmek derken yaşamım öyle hale gelmişti ki, oynamaya başlamadan önceki kendimi özlemeye başlamıştım…

Artık işte de hatalar yapmama neden oluyordu; mesleki, sosyal, aile yaşamında önemli kayıplar yaşıyordum…

Sabah oluyor uyan, kahvaltı yap, işe git ve işte başlayan bahis yapmaya başlamam tüm günümü esir altına alıyordu. Kumarın esiri haline gelmiştim. Bu esirden kurtulmak için, ailemin, arkadaşlarımın sesine kulak verdim, o ses tedaviye katılım sağlamam için artık benim yeni senfonim olmuştu…

Artık tedaviye geldiğim her yeni gün yeni bir nota, bahissiz her günüm; iyileşmenin sesi…

PSİKOLOG EMRE