Bağımlılık, Ergenlik ve Arkadaş İlişkileri

Günümüzde alkol-madde kullanımı ve bağımlılığı, toplumların karşı karşıya kaldığı önemli bir halk sağlığı sorunu olarak kabul edilmektedir. Bağımlılık, kişinin kullandığı maddeye yönelik yoğun bir istek yaşaması, bu isteği durdurmakta zorlanması, olumsuz sonuçlarına rağmen kullanmaya devam etmesi, aynı etkiyi elde etmek için daha sık ve daha fazla miktarda madde kullanması hâlidir.

Yapılan çalışmalarda madde kullanım bozukluğu olan bireylerin çoğunluğunun maddeyi 18 yaşından önce kullanmaya başlamış ve 20'li yaşlarında bozukluklarını geliştirmiş olduğu kanıtlanmıştır. İçsel çatışmalar, aile içi travmalar ve çevresel faktörlerin bağımlılık geliştirmede etkili olduğu bilinmektedir. Bu süreçten en yoğun şekilde etkilenen grubun ise ergenler olduğu düşünülmektedir. Madde kullanım bozukluğu geliştirme olasılığı, gençlik yıllarında madde kullanımını deneyimleyen kişilerde daha yüksektir. Son yıllarda Türkiye'de lise öğrencileri arasında yapılan araştırmalar, madde kullanım yaygınlığının bölgelere ve maddenin türüne göre değiştiğini ve genel olarak madde kullanım yaygınlığının ergenlik döneminde artış gösterdiğini ortaya koymaktadır. Madde kullanımının yaygınlığının artması ve erken yaşlara kadar inmesinde bazı çevresel faktörlerin önemli etkisi olduğu vurgulanmaktadır. Bu faktörler incelendiğinde akran etkisi, çocuk ya da ergenin madde kullanan arkadaşının olması madde kullanımını yaygınlaştırabilmektedir.

Ergenlik dönemi, hızlı biyolojik olgunlaşma ile birlikte sosyal, zihinsel, psikolojik açıdan gelişme ve olgunlaşmanın olduğu erişkin yaşama geçiş dönemidir. Kimlik geliştirme süreci içinde bulunan ve akademik, dinsel, ailesel, bağımsız davranım noktasında çatışmalar yaşayan ergenler, herhangi bir risk faktörü ile karşılaştıklarında daha çok sağlık problemi yaşamaktadırlar. Dolayısıyla yüksek risk etkenlerine sahip olan ergenler, diğer insanlara göre daha fazla yardıma ihtiyaç duymaktadırlar. Madde kullanım bozukluğu geliştiren ergenler üzerine birçok çalışma yapılmış ve bazı ortak özellikler tespit edilmiştir. Madde kullanım bozukluğu için risk faktörleri kabaca bireysel, ailesel ve çevresel etmenlerdir. Genetik yatkınlık, psikiyatrik rahatsızlıklar, travma ve ihmal öyküsü bireysel etmenler olarak sıralanabilir. Ebeveynin bağımlı olması, aile içi şiddet, parçalanmış aile, ilgisizlik, aşırı disiplin veya aşırı serbest bırakma, ailesel etmenler ve akran etkisi, çevresinde madde kullanan arkadaşlarının bulunması, madde kullanımının kabul görmesi, ulaşılabilirlik ve medya çevresel etmenler olarak sıralanmaktadır.

Yaşamın her döneminde kendine özgü riskli tablolar ortaya çıkabilmektedir. Ergenlik döneminde madde kullanımının başlaması ise ciddi gelişimsel sorunlara yol açabilmektedir. Riskli cinsel davranışlar, şiddet, suç işleme, akademik başarının düşmesi, okul kaybı, meslek edinememe, aile ile yaşanan sorunlar, yasal sorunlar bunlardan bazılarıdır.

Ergen davranışlarının odaklandığı temel alanlardan biri arkadaş ve akranlarıyla ilişkileridir.  Araştırmacılara göre çocuğun varlık merkezi olan aile, değerlerin öğretilmesinde ve kişisel güvenin kazandırılmasında akran grubunun başarısına ulaşamaz. Akran grubu tarafından ergenin kabul edilmesi ve akranlarının kendisi hakkında iyi düşüncelerinin bulunması ergen için her şeyden önemlidir. Bu kapsamda madde kullanım sürecinde merak ve özentinin de etkili olduğu ifade edilmektedir. Ergenler, yetişkinlere oranla akranlarının görüşleri ve grup etkisiyle yönetilmeye, davranışlarını, inançlarını, değerlerini düzeltmeye ve düzenlemeye hazırdır. Bu durum madde kullanımı ve temiz kalmak için hem bir risk faktörü hem de koruyucu bir etken oluşturur.

Literatürde akran etkisinin, madde kullanımı üzerine etkisi ilgili sonuçların neredeyse tamamı, bu etkinin güçlü olduğunu göstermektedir. Ergenin bağımlılıklardan uzak durmasını sağlayan koruyucu faktörler için şunlar önerilmektedir:

  1. Arkadaş ilişkilerini bireyi rahatsız etmeden izleyin.
  2. Olumsuz arkadaş grubunun sebep olduğu birkaç olayı tanımlamasını sağlayın.
  3. Madde kullanan arkadaşlardan uzaklaşmasını sağlayın.
  4. Ergenin ısrarlı olması durumunda duygu ve düşüncelerinizi içtenlikle açıklayın, sabırlı olun. Durumu özetleyin ve profesyonel destek alın.
  5.  Olumlu özelliklere sahip akranlarının olması ve yeni arkadaşlar edinmesi konusunda bireyi destekleyin.
  6. Gençlik spor il müdürlüğünün ve devlet destekli sivil toplum örgütlerinin gönüllü çalışmalarına katılması için cesaretlendirin ve yol gösterin.
  7. Aile ve okul çalışanlarının iş birliğiyle çözüm odaklı çalışmalar yapın.

Sosyal Hizmet Uzmanı Esma Kozan

Kaynakça

  1. Akkuş, D., Karaca, A., Konuk Şener, D., Ankaralı, H. (2016). Lise öğrencileri arasında madde kullanım sıklığı ve etkileyen faktörler. Bağımlılık Dergisi, 17(4), 139-151. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1201662 adresinden alındı
  2. Altunkürek, Ş. Z. ve Özer,  E. N. (2020). Lise öğrencilerinin madde bağımlılığına yönelik görüş ve bilgilerinin belirlenmesi. Bağımlılık Dergisi, 21(3), 236-246. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1173609 adresinden alındı
  3. Ögel, K. (2023). Bağımlılık ve tedavisi temel kitabı (5. Baskı). İstanbul: IQ Kültür Sanat Yayınları.
  4. Özcan, A., Küçük Öztürk, G., Özdil, K., Şermet Kaya, Ş. (2016) Lise öğrencileri arasında sigara, alkol ve madde kullanım sıklığı: Nevşehir örneği. Bağımlılık Dergisi, 17(4),164-171. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1201709 adresinden alındı
  5. Öztürk, M., Ögel, K., Evren, C., Bilici, R. (ed.). (2019). Bağımlılık Tanı, Tedavi, Önleme. 575-596. İstanbul: Yeşilay Yayınları.

PAYLAŞ